HABER |
Sosyal
30.5.2024

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNE VERİ ODAKLI YAKLAŞIM

4 Dk. Okuma
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini temsil eden renkli taşlar

Son yıllarda artan ekonomik, sosyal, politik ve çevresel krizler, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle kesişerek her birey üzerinde farklı türde ve düzeyde kayıplara neden olmakta. Özellikle Covid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş, artan yaşam masrafları ve iklim krizinin, kadınlar üzerindeki orantısız olumsuz etkisi ise toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu daha da önemli hale getirmekte. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın uygulanması ve bu çerçevede toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, bu krizlerin neden olduğu eşitsizlikleri azaltmak için hayati önem taşımakta.

Toplumsal cinsiyete dayalı verilerin elde edilmesi ve tümüyle erişilebilir kılınması konusunda pek çok sorun mevcut. Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) tarafından yayımlanan bir makale, bu alandaki sorunlara ve olası çözümlere ulaşmakta toplumlara yol gösteriyor.

Veri kaynaklarına erişimdeki eşitsizlik

Mayıs 2020'de, düşük ve orta-düşük gelirli ülkelerin yaklaşık %90'ı uluslararası raporlama gerekliliklerini karşılamakta yetersiz kaldı. Temmuz 2022 itibarıyla, Küresel Kalkınma Amaçları'nın toplumsal cinsiyetle ilişkili boyutlarını incelemek için gereken verinin yalnızca %42'sine erişilebiliyor. Covid-19 sırasında, veri toplama konusunda büyük zorluklar yaşandığı göz önüne alındığında, bu oran önemli bir başarı olarak görülüyor. Ancak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin boyutlarını ve etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirebilmek için gerekli verilere erişmek için araştırmacılar ve politika yapıcıları önünde kat edilmesi gereken zorlu ve uzun bir yol bulunuyor.

Verilere erişimde katedilmesi gereken uzun yol

2030 hedeflerine uymayı taahhüt eden 193 ülkenin hiçbirinde toplumsal cinsiyete dayalı verilerin tamamına erişim mümkün değil. Eğer veri erişimindeki yıllık %3’lük artış trendi devam ederse, bu ülkelerin toplumsal cinsiyete dayalı verilerine erişimi sağlamak 22 yıl alacak. Bu da, 2030 hedeflerinin belirlenen zamanda gerçekleştirilemeyeceğine işaret ediyor.

Şu anda Meksika, Ermenistan, Belarus, Guatemala, Ekvador, Peru, Kosta Rika, Arnavutluk, Panama ve Zimbabwe en fazla toplumsal cinsiyete dayalı veriyi erişilebilir kılan ülkeler. Veri erişilebilirliğinin diğer ucunda ise en az veriye sahip ülkeler arasında Monako, Saint Kitts and Nevis, San Marino, Liechtenstein, Andorra, Bahamalar, Mikronezya, Dominika, Grenada ve Eritre bulunuyor. Bu ülkeler için toplumsal cinsiyete dayalı tüm verileri elde etmek ve erişilebilir kılmak 39 ila 220 yıl sürebilir.

Neler yapılabilir?

UN Women, veri toplama ve erişilebilir kılma sürecini hızlandırmak için birkaç hedef öne sürüyor. Bu hedeflerden biri, her yıl yüzde 6'lık bir ilerleme kaydederek 2030 yılına kadar %100 veri erişilebilirliği sağlamak. Diğeri ise toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili hedeflere ve göstergelere ilişkin verileri toplamaktır. 2030 yılında sağlanması hedeflenen amaçların kapsadığı14 gösterge hiçbir ülke tarafından gerçekleştirilemedi. Bunlardan bazıları cinsel şiddete maruz kalan kadınlar (amaç 5.2.2 ve 11.7.2), ulusal yoksulluk sınırının ve medyan gelirin %50'sinin altında yaşayan kadınlar (amaç 10.2.1 ve 1.2.1) ve kadın çalışanların saatlik kazancı (amaç 8.5.1) gibi konular.

UN Women, bazı temel göstergelerle ilgili verilerin yaklaşık %95'ine ulaşıldığını ifade etmekte. Bu temel göstergelerden bazıları, ulusal parlamentolarda kadınların sandalye oranı (amaç 5.5.1), ergenlerde doğum oranı (amaç 3.7.2), işsizlik oranı (amaç 8.5.2), anne ölüm oranı (amaç 3.1.1) ve nitelikli sağlık personelinin katıldığı doğumlar (amaç 3.1.2) gibi konuları içermekte.

UN Women tarafından belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesinin önünde büyük bir finansman açığı var. Partner Report on Support to Statistics (PRESS) 2021’in yayınladığı bir rapora göre, toplumsal cinsiyete dayalı veri ve istatistikleri kullanan projelerin finansal anlamda en çok desteklendiği 2015 yılından sonra bu destek önemli ölçüde azaldı. State of Gender Data Financing 2021 adlı başka bir araştırmaya göre, bu açığı kapatmak için her yıl 500 milyon dolar değerinde yatırım yapılması gerekmekte. Ancak günümüzde bu miktarın yalnızca yarısı sağlanabiliyor.  

Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasında, veri odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi önemli. Bu yaklaşım, sorunların belirlenmesi ve çözümlerin geliştirilmesi için doğru ve güvenilir verilerin kullanımını sağlayarak, toplumsal cinsiyet eşitliğine daha etkili bir şekilde ulaşılmasını sağlayacak. Bu nedenle, bu alanda çalışan kurumların güçlendirilmesi ve kaynakların yaratılması, veri odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi için hayati önem taşıyor.